Düşük Tedavisi Ankara
Hamileliğin 20. haftadan önce veya bebek 500 gr ağırlığına ulaşmadan sonlanmasına, düşük denir. Gebeliğin ilk üç ayında düşük olması erken düşük olarak tanımlanır ve oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Erken düşük, genellikle bebekteki kromozom anomaliler nedeniyle meydana gelir. Anne ve babanın yaşı da, düşük riski üzerinde önemli bir etkendir; yaş ilerledikçe hem düşük riski, hem de genetik olarak anormal gebeliklerin oranı artar.
Yazımızın devamında düşük tedavisi ile ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz. Ankara düşük tedavisi için kliniğimizle iletişime geçebilir; Prof. Dr. Murat Sönmezer’den randevu alabilirsiniz.
Düşük Nedir?
Anne karnındaki bebeğin, rahim dışında yaşayabilecek olgunluğa ulaşmadan, rahim dışına atılması durumu ile düşük gerçekleşir. Düşük, fetüsün, birçok farklı nedenle rahim içerisindeki gelişimini tamamlayamaması ve gebelik sürecinin 20. haftadan önce sonlanması durumudur. Tıpta abortus olarak da bilinen düşükler, erken, geç ve tekrarlayan olmak üzere üç grupta toplanır.
- Erken düşük; hamileliğin ilk üç ayında görülen düşüklerdir. En sık karşılaşılan gruptur; hamileliklerin %10-20’sinde erken düşüklere rastlanır.
- Geç düşük; Gebelik sürecinin ilk üç ayından sonra meydana gelen düşüklerdir. Erken düşüklere kıyasla, çok daha nadir görülürler. Hamileliklerin yalnızca %1-2’sinde, geç düşükle karşılaşılır.
- Tekrarlayan düşük; Arka arkaya üç (35 yaşından sonra 2) veya daha fazla hamileliğin de düşükle sonuçlanması durumudur. Her 100 kadından 1’inde, tekrarlayan düşüklerle karşılaşılmaktadır.
Düşük Neden Olur?
Fetüsün, normal bir gelişim gösteremediği durumlarda düşükle karşılaşılabilir. Rahme yerleşen embriyonun genetik yapısında var olan bozukluklar, düşüğe neden olabilir. Erken düşüklerde, karşımıza en sık çıkan neden, kromozom bozukluklarıdır. Döllenme esnasında, embriyo bölünürken meydana gelen hatalar sonucunda fetüste kromozomal problemler olabilir. Bu durum bebeğin anne karnındaki gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlamasını engelleyebilir. Bunun dışında;
- Rahimdeki yapısal bozukluklar,
- Plasenta gelişiminde görülen problemler,
- Bağışıklık sistemi bozuklukları,
- Kan hastalıkları, pıhtılaşma bozuklukları,
- Annede var olan, kontrol altına alınmamış şeker, tiroid ve enfeksiyon hastalıkları
- Rahim ve serviksteki doğmalık anormallikler nedeniyle düşük gerçekleşebilir.
Düşük Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?
Yaş, düşük riskini artıran en önemli faktörlerden biridir. 35 yaşından sonra yaşanan hamileliklerde düşük riski artmaya başlar. 40 yaş sonrası hamileliklerde ise bu risk, %40’a çıkar. Annenin yaşı kadar, babanın yaşı da, hamileliğin başarıyla sonuçlanmasında önemli bir faktördür.
Gebelik sürecinde alkol, sigara ve diğer zararlı maddelerin kullanımı da düşük riskini artıran önemli bir faktördür. Ayrıca, anne adayının fazla kilolu veya çok zayıf olması da, düşük üzerinde rol oynayabilir. Anne adayının, hem gebelik öncesinde, hem de hamilelik sürecinde sağlıklı bir beslenme ve yaşam düzenine sahip olması, düşük riskini azaltır.
Düşük Nasıl Hissedilir?
Kanama olması, düşüğün en önemli belirtilerinden biridir. Lekelenme biçiminde, hafif bir kanama veya vajinal akıntı da görülebilir. Ancak, hamilelikte yaşanan her kanama veya lekelenme, düşük yapıldığı anlamına gelmez. Her 4 hamilelikten 1’inde, kanama ve lekelenmeler görülmektedir. Bu nedenle, ilk üç ay içerisinde görülen bu kanama ve lekelenme, kesin düşük anlamına gelmez. Kanama miktarındaki artış, düşük riskini de artırır. Ancak, en doğru teşhis ve tedavi için, kanama ve lekelenme görüldüğü durumlarda, alanında uzman ve deneyimli bir kadın doğum hekimine başvurmak gerekir. Ankara düşük tedavisi hakkında bilgi ve randevu almak için, Prof. Dr. Murat Sönmezer’in kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.
Düşüğün bir diğer belirtisi de, karın bölgesinde hissedilen ağrıdır. Buna, ateş, halsizlik, bulantı, kusma ve sırt ağrısı da eşlik edebilir.
Düşük Tedavisi Nasıl Yapılır?
Düşüğün gerçekleştiği durumlarda, annenin sağlığı için birtakım koruyucu önlemlere başvurulmaktadır. Düşükten sonraki aşamada temel amaç, kanamayı durdurmak ve enfeksiyon riskini ortadan kaldırmaktır. Düşük sonrasında, rahim içerisinde parça kalmış ise kürtaj yapılması gerekecektir. Erken dönem düşüklerinde, genellikle fetüs ve plasentanın tamamı, vücuttan atılır. Bu durum, tam düşük olarak tanımlanır ve sonrasında kürtaj yapılmasını gerektirmez. Tamamlanmamış ve içerde parça kalan düşüklerde ise kürtaja başvurularak anne sağlığı korunur.
Düşük tehlikesinin var olduğu, ancak düşüğün gerçekleşmediği durumlarda ise koruyucu tedavi yöntemlerine başvurulur. Genellikle ilaç tedavisi ile düşüğün engellenmesi amaçlanır. İlaç tedavisi, oral veya vajinal yolla, ya da iğne ile doğal progesteron hormon takviyesi olarak gerçekleştirilir. Annede görülen kanama, destekleyici ilaç tedavisiyle durdurulur. İlaç dozu ve ilacın kullanım süresi, uzman hekimin kararına bağlı olarak belirlenir. Ancak, genellikle gebeliğin 12-16. haftalarına kadar, ilaç tedavisi devam ettirilir.
Ankara Düşük Tedavisi Fiyatları
Düşük tedavisi Ankara fiyatları, klinikten kliniğe ve hastaya uygulanacak olan tedavi planına göre değişebilir. Ankara düşük tedavisi fiyatları hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için kliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.