Zayıf Yumurtalık

Ankara Zayıf Yumurtalık

Ankara zayıf yumurtalık rezervi, kadınlarda ilerleyen yaş veya genetik faktörlere bağlı olarak, yumurta sayısının normalden az olmasıdır. Yumurtalık fonksiyonlarında herhangi bir problem olmayan hastalarda da, yumurtalık rezervinde azalma ve zayıflama olabilir. Bu durum, gebe kalma şansını düşürmekte ve kısırlığa yol açabilmektedir. Zayıf yumurtalık rezervi olan kadınlarda, gebe kalmak için tüp bebek tedavisi ve diğer üreme destekleyici yöntemlere başvurulabilir.

Yazımızın devamında zayıf yumurtalık ile ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz. Ankara zayıf yumurtalık tedavisi için kliniğimizle iletişime geçebilir; Prof. Dr. Murat Sönmezer’den randevu alabilirsiniz.

Zayıf Yumurtalık Nedir?

Kadınlarda yumurta rezervi anne karnındayken oluşmaya başlar ve anne karnındaki bir bebeğin yumurta rezervi ortalama 6 milyondur. Anne karnında 5-6 milyon gibi en yüksek sayıya ulaşan yumurta sayısı, doğum sırasında 1-2 milyon civarına, ergenlik çağına girilip üreme dönemine geçildiğinde ise 250-600 bin arasında bir sayıya iner. 35 yaş üzeri kadınlarda bu sayı 25.000’e düşerken; menopoz döneminde 1000’den az bir yumurtalık rezerviyle karşılaşılır. Zayıf yumurtalık rezervi, ilerleyen yaşa veya genetik, fizyolojik faktörlere ve cerrahiye bağlı olarak meydana gelebilir. Zayıf yumurtalık rezervi olan kadınlarda gebelik şansı, yumurta sayısının az olması nedeniyle oldukça düşük hale gelir.

Zayıf Yumurtalık Neden Olur?

Yumurta sayısının azalmasıyla oluşan zayıf yumurtalık rezervi, genellikle ilerleyen yaşla ortaya çıkar. Yumurta sayısı, doğumdan ergenliğe geçene kadar giderek azalır. Ergenlik dönemimde ise her ay bir adet yumurtlama olmasıyla birlikte menopoza kadar, yumurtalık rezervlerinde neredeyse hiç yumurta kalmaz.

Yumurtalık rezervlerindeki yumurta sayısının az olması yaşam biçimi, sağlıksız beslenme, kullanılan ilaçlar gibi diğer faktörlere de bağlıdır. Sigara ve alkol kullanımı, yumurtalık rezervlerini olumsuz etkileyen bir faktördür. Sağlıklı bir yaşam ve düzenli beslenme, yumurta rezervlerinin korunmasına ve kaliteli yumurta üretimine destek olur.

Bunun yanı sıra, genetik veya fizyolojik hastalıklar da yumurta sayısında azalmaya neden olabilir. Ailedeki diğer kadınlarda erken menopoz veya zayıf yumurtalık kapasitesi hikâyesi, zayıf yumurtalık rezervine sahip olma olasılığını yükseltir. Yumurta sayısında azalmaya neden olan diğer başlıca hastalıklar;

  • X kromozomuna bağlı anomalilier; Fragile X, Turner sendromu,
  • Yumurtalık kistleri – özellikle çikolata kistleri,
  • Rahim içindeki dokunun, yumurtalıklar veya rahim dışında başka bir bölgede de oluşması anlamına gelen endometriozis,
  • Geçirilmiş yumurtalık ameliyatları,
  • Yumurtalık dönmesi olarak da bilinen yumurtalık torsiyonu,
  • Yumurtalık tümörleri,
  • Kemoterapi veya radyoterapi benzeri yumurtalıklara zarar veren tedaviler,
  • Bağışıklık sistemi sorunları olarak karşımıza çıkar.

Yumurtalık Rezervi Nasıl Ölçülür?

Yumurtalık rezervini ölçmek için, antral folikül sayımı, anti-müllerian hormonu (AMH) testi ve FSH (Folikül Stimulan Hormon) testi olmak için üzere üç farklı yöntemden yararlanılabilir.

Antral folikül sayımı, uzman hekimin ultrasonografik görüntüleme ile folikülleri saymasıdır. Foliküller, yumurtalıkların içerisinde bulunan ve içlerinde yumurta hücresini barındıran keseciklerdir. Yani her folikül, olgunlaşma potansiyeli bulunan bir yumurta içerir. Adet döngüsünün başlangıcında yapılması uygun olan bu test, yumurta rezervlerinin durumu hakkında bilgi sağlar. Yumurta dondurma işlemine başvuracak kadınlar için de antral folikül sayımı, bir ovülasyon döngüsünde dondurulabilecek yumurta sayısı hakkında bilgi verir.

Anti-müllerian hormon, foliküllerin içerisinde bulunan hücreler tarafından üretilen bir protein hormonudur. Bu nedenle, uygulanacak AMH testi ile kandaki AMH seviyesine bağlı olarak,toplam yumurta sayısı ölçülebilir. AMH testi, anti-mülerrian hormonu seviyesi ovülasyon döngüsü boyunca sabit kaldığı için herhangi bir zamanda, hastadan kan alınarak yapılabilir.

Yumurtalık rezervlerini ölçmede kullanılan üçüncü yol ise FSH testidir. Adetin 2 veya 3. gününde, kan testi olarak uygulanan bu test, hipofiz bezi tarafından salgılanan FSH hormonunun ölçümüdür. Normalden yüksek FSH seviyesi, düşük yumurta rezervine işaret eder. Bununla birlikte, düşük FSH seviyesi mutlaka normal yumurta rezervi anlamına gelmez. Bu nedenle FSH testinin yanı sıra, AMH testi uygulanması da yararlı olacaktır.

Ankara zayıf yumurtalık ve diğer tüm kadın hastalığı ve doğum uygulamaları için kliniğimizle iletişime geçebilir ve randevu alabilirsiniz.

Kadınlarda Yumurta Rezervi Kaç Olmalı?

Antral folikül sayımı sonucunda, adet döngüsünün başlangıcında 4-10 arası folikülün tespit edilmesi, normal yumurtalık rezervinin bir göstergesidir. AMH testi yapılan hastalarda ise AMH seviyesinin 1.0-4.0 ng / ml arasında olması, doğurganlık oranının yüksek olduğunu gösterir. Ancak AMH değerinin düşük olması gebe kalmada zorluğu gösterse de, hiçbir zaman düşük bir AMH değeri hastanın gebe kalamayacağı anlamına gelmez.

Zayıf Yumurtalık Tedavisi Nasıl Yapılır?

Zayıf yumurtalık rezervi olan kadınlarda, yumurtalık rezervlerini artırıcı bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak zayıf yumurtalık rezervinin neden olduğu temel sorun olan gebeliğin oluşmaması durumu için bir takım önlemler almak mümkündür. Bunun için öncelikli olarak hastanın gebelik planlarına bakılır. Hamile kalmak istediği halde gebelik oluşmayan hastalar, tüp bebek tedavisi gibi üremeye yardımcı tedavilere yönlendirilebilir. Henüz gebelik istemi olmayan hastalarda ise üreme potansiyelini korumak için yumurta dondurma yöntemine başvurulabilir.

Ankara Zayıf Yumurtalık Tedavisi Fiyatları

Zayıf yumurtalık rezervi olan hastalarda, hasta öyküsüne ve hastanın gebelik planlarına bağlı olarak tedavi oluşturulur. Bu nedenle tedavi fiyatları, mevcut tedavi planına bağlı olarak değişebilir. Ankara zayıf yumurtalık tedavisi fiyatları hakkında bilgi almak için kliniğimizle iletişime geçebilir; Prof. Dr. Murat Sönmezer’den randevu alabilirsiz.

Şimdi Ara!
Yol Tarifi